Örgütsel davranışa giriş
Örgütsel Davranış’m kapsamını tanımlamak ve güncel gelişmelerin hangi konulan ön plana çıkardığını tespit etmek.
Bu bölümde, Örgütsel Davranış’ın inceleme alanına giren, farklı bilim dallarından gelen kavram- laştırma, bilgi ve bulgularla şekillenmiş bazı konuları ele aldık. Örgütsel Davranış, çalışana ait özellikler (örn. kişilik), grup dinamikleri ve kişi- lerarası etkileşimle ilişkili konular (örn. liderlik) ve örgütlerin bütünüyle ilişkili meseleleri (örn. örgüt kültürü) kapsayan, geniş bir çalışma alanıdır. Özellikle karar verici konumundaki kişilerin Örgütsel Davranış konularına bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşması önemlidir. Değişen dünyada, farklılaşan iş yaşamı koşullarında hangi gereklerin ön plana çıktığını, çalışanların ve yöneticilerin ne tür donanıma, hangi yetkinliklere sahip olması gerektiğini sorgulamalıyız. Uluslararası iş ortaklıklarının arttığı çağımızda, kültürel zekâ gibi konuların ön plana çıkacağını beklemeliyiz. Çağımızın bir başka zorunluluğu, örgütün başarısı ile çalışanların memnuniyeti arasında bir tercih gözetmeyen, eşitlikçiliği ve katılımcılığı ön koşul olarak kabul eden bir yönetim anlayışını yaygınlaştırmaktır.
Çalışma koşullan, yönetim unsurları ve kişisel özelliklerin etkileşiminin örgüt içi davranışları nasıl belirlediğini çözümlemek.
Doğru karar verebilmek hem kişiler hem örgütler için önemlidir. îş hayatında alınan birçok karar ilk başta sağlıklı gibi durmakta ancak daha sonra bu kararların eksik ya da yanlış olduğu görülmektedir. Kişilerin koşullanmaları ve önyargıları çoğu zaman karar süreçlerini olumsuz etkiler. Öte yandan, kullanılabilecek bilginin ve kaynağın sınırlarının olması rasyonel karar vermeyi zorlaştırmaktadır. Alınan kararların çok büyük bir kısmında, en doğrusunun değil, var olan koşullar altında en kolay kabul görebilecek seçeneğin hayata geçtiği görülecektir. Yine de, yapabileceğimiz yanlışların ve bizi sınırlayan kısıtlamaların farkında olmak, karar süreçlerinin daha sağlıklı yürütülmesi bakımından elzemdir. Doğru kararlar alabilmek için, hedeflerin açık bir şekilde belirlenmesi, gerekli bilgi ve verilerin derlenmesi, geniş bir katılımla seçeneklerin oluşturulması, her seçeneğin artılarının ve eksilerinin tartışılması, karara varıldıktan sonra bunun davranışa aktarılması ve elde edilen sonuçlar üzerinden bir değerlendirme yapılarak öğrenme sürecinin hızlandırılması gerekir.
Bireysel veya grupla alınan kararlarda hatalan azaltmak için dikkat edilmesi gereken unsurları saptamak.
Gözlemlediğimiz bir davranışın ya da sonucun nedenlerini anlamak için, içsel ve dışsal tüm belirleyenleri değerlendirmek gerekir. Örneğin, duygusallığı yüksek olan kişilerin baskı altında vereceği tepkinin diğerlerinden farklı olması beklenir ve iş stresiyle ilgili araştırmalarda kişilik çoğu zaman ana değişkenler arasında kullanılır. Ancak, iş stresi yalnızca bir kişilik meselesi değildir. îş tanımlarındaki eksikler, ağır iş yükü, yeni teknolojilerin getirdiği belirsizlikler, yöneticinin çalışanlara yaklaşımı, çalışanlar arasında dayanışma olup olmaması ve benzeri birçok değişken stres düzeyini etkilemektedir.
Liderlik kuramları arasındaki farkları ayırt etmek; dünya çapındaki liderlerin hangi özelliklere sahip olması gerektiğini tartışmak.
Liderlik, kişileri bir araya getirme ve belirli hedefler doğrultusunda yönlendirme becerisi olarak tanımlanmaktadır. Klasik liderlik kuramları, karizma, coşku, cesaret benzeri özelliklerin arayışı içinde olmuştur ancak daha kapsamlı çözümlemeler yapabilmek için, liderin ortaya çıktığı koşulları ve gruptaki kişilerin özelliklerini de incelemeye almalıyız. Dünyanın hemen her yerinde bir liderden ileri görüşlü, zeki, güvenilir ve kararlı olması beklenmektedir. Değişim ihtiyacının yüksek olduğu günümüz koşullarında karşımızda çıkan kavram ise dönüştürücü liderlik olmaktadır. Dönüştürücü liderlik, geleceğe odaklı, takipçilerine hem güven hem ilham veren, kişilerin zihinsel ihtiyaçlarına odaklanan, yaratıcılığı artıran, yüksek idealleri vurgulayan bir liderlik olarak tanımlanmaktadır.
Örgüt kültürünü sınıflandırmak.
Örgüt kültürü, yüzeydekilerden derine, farklı birçok unsurdan oluşur. Yönetim düşünürleri örgüt kültürlerini sınıflandırmak için, yapının ne dereceye kadar hiyerarşik olduğunu, yapılan faaliyetlerin risk düzeyini, çalışanlara mı görevlere mi odaklanıldığını gösteren ve bunlara benzer değişkenleri kullanır. Bu tartışma içinde, bir ülkedeki egemen kültürün örgütlere ne derece yansıdığı sorusuna da cevap aranmaktadır. Örgüt kültürü dendiğinde, çalışanların çoğunluğu tarafından paylaşılan temel değerler akla gelir. Ancak, hiçbir örgüt tamamıyla aynı yapıda değildir ve alt kültürlerden oluşur. Alt kültür, örgüt çalışanları arasında sadece belli bir grup tarafından paylaşılan değerleri temsil etmektedir. Örgütsel Davranış başlığı altında ele alınan konuları iyi kavramak kadar, tüm meselelere eleştirel bir gözle bakmak da önemlidir. Örgüt kültürünü durağan olmayan, toplumsal kurallar, kurucuların zihniyeti, çalışanların taşıdığı değerler ile işin ve çağın gereklerinin etkileşimiyle yaşayan bir organizma gibi görebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder