Çalışma kültürünün dönüşümü
Tarım toplumundaki çalışma kültürünü anlatmak
Tarım toplumu, toprağa dayalı üretimin yapıldığı, üretimin ağırlıklı olarak aile ile birlikte gerçekleştirildiği, üretimde basit araç gereçlerin kullanıldığı toplumlardır. Tarımsal alanda üretimin belirli dönemlere bağlı olarak gerçekleştirilmesi, aşırı kazanç hırsının meşru görülmemesi, bunun yanında toplumsal koşullar nedeniyle üretimin sınırlı yapılabilmesi çalışmanın toplumda merkezî önem kazanmamasına neden olmuştur. Tarım toplumla- rında zanaatkârlığında az sayıda insanla küçük işletmelerde gerçekleştirilmesi, kişisel ilişkilerin belirleyici olması, kanaatkârlığın öne çıkması bu kesimlerde de çalışmanın kendi başına bir anlam kazanmasını engellemiştir. Tarım toplumlarında çalışma disiplini oluşmamış, çalışma, geçimi sağlamanın bir aracısı olarak öne çıkmıştır.
Endüstri toplumundaki çalışma kültürünü açıklamak
Endüstri toplumu dev fabrikaların hayatın her alanında köklü dönüşümler yarattığı toplumlar- dır. 18. yüzyılın ikinci yarısında oluşmaya başlayan ve 19. yüzyılda özellikle Avrupa’da ağırlık kazanan endüstri toplumu çalışma ilişkilerini ve kültürünü tamamen değiştirir. Endüstrileşmeyle birlikte sermaye birikimini oluşturmak için kazanç hırsını meşru gören, kendi çıkarını düşünen, rasyonel bir işadamı tipi ortaya çıkar. Fabrika düzeni disiplinli çalışacak bir iş gücüne ihtiyaç duyar. İşi hayatının merkezine alan, çalışma disiplini ve zaman bilinci olan, itaatkâr, sorgulamadan yönetim politikalarına uyan yeni bir çalışan tipi ortaya çıkar. Çok büyük bir bölümü vasıfsız çalışanlardan oluşan bu kitle endüstrileşme sürecinde bilinçlenecek ve sendikalar etrafında örgütlenecektir. Endüstri toplumu, çalışmanın toplumsal hayatta merkezi bir önem kazandığı, çalışma disiplinine yönelik bir kültürün oluştuğu toplumdur.
Endüstri sonrası toplumlardaki çalışma kültürünü özetlemek
1970’li yılların ikinci yarısından endüstri toplumu krize girmiş ve çalışma hayatında önemli değişimler ortaya çıkmıştır. Endüstri toplumunda fabrikaların karşısında küçük ve orta ölçekli işletmeler rekabette öne çıkmış, değişim hız kazanmıştır. Özellikle teknolojide yaşanan değişmeler ve iş hayatında yeni teknolojilerin kullanımı, çalışanın niteliklerinde de önemli değişimler yaşanmasına sebep olmuştur. Bilgi işçisi olarak adlandırılan, çalıştığı işte uzman, iyi eğitim görmüş, yaratıcı bir çalışan tipi öne çıkmıştır. Endüstri sonrası toplumda çalışma sürelerinin kısalması, boş zamanın kullanımını öne çıkarmıştır. Bunun yanında yeni toplumda tüketim olgusu da öne çıkmış, daha bireyci kişilik yapısı oluşmuştur. Çalışma kadar yaşam kalitesi kavramı da öne çıkmış, kişiler çalışma zamanları dışında boş zaman, eğlence, kişisel zevkleri tatmin etmeye de zaman ve para ayırmışlardır. Yeni toplumda iş sürecinde çalışma disiplini devam ederken, çalışma süreçleri dışında daha hedonist bir zihniyet öne çıkmaktadır.
Çalışma kültüründeki değişimin arkasında yatan sebepleri saptamak
Çalışma kültüründe yaşanan değişimlerin arkasında teknolojik alanda yaşanan gelişmelerin büyük etkisi vardır. Tarımsal bir yapıdan endüstrileşmeye geçişte demir çelik alanında yaşanan gelişmelerin ve makine teknolojisinin gelişmesinin önemli rolü bulunmaktadır. Endüstri sonrası toplumda ise bilgisayar, elektronik ve enformasyon teknolojilerinde yaşanan gelişmeler yeni bir toplumsal yapının ortaya çıkmasında önemli rol oynamış ve çalışma hayatında köklü değişimler yaratarak çalışma kültürünün değişmesini de beraberinde getirmiştir. Özellikle endüstri sonrası toplumda çalışma kültürünün şekillenmesinde 1980’li yıllarda tamamen öne çıkan yeni liberal paradigmaların da önemli etkisi vardır. Bu paradigmalar ekonomide ve değerler sisteminde önemli değişimler yaratarak, çalışma kültürünün şekillenmesinde rol oynamıştır
Endüstri sonrası toplumda yeni bir kişilik yapısı oluşturan etkenleri tartışmak
Endüstri sonrası toplumda kendini düşünen, egoist, toplumsal ve iş yeri bağlılığı zayıf, anı yaşayan, tüketici bir kişilik yapısı ortaya çıkar. Bu kişilik yapısının ortaya çıkmasında çok sayıda birbirini besleyen etken bulunmaktadır. Bu etkenlerden bazıları olarak yazılı, görsel ve İnternet medyasının tüketici bir kişilik yapısını beslemesi, eğitimin daha ben merkezci ve farklılıkları öne çıkaran bireyler yetiştirmesi, liberal politikaların bireysel başarıyı öne çıkarması, tüketim toplumunun ortaya çıkmasını, toplumsal bağların zayıflamasını sayabiliriz.
Örgütlerin, çalışma kültürünün şekillenmesindeki etkilerini değerlendirmek.
Çalışma kültürünün şekillenmesinde örgütlerin önemli rolü vardır. Endüstri toplumunda farklı bir çalışma kültürünün oluşmasında ve çalışmanın merkezi önem kazanmasında fabrikaların büyük rolü bulunmaktaydı. Fabrikanın ihtiyaç duyduğu bir çalışma yapılanması endüstri toplumunda öne çıkar. Daha yönetim merkezli, disiplin, gözetim ve denetimin öne çıktığı, işçinin makinenin uzantısı olarak görüldüğü, bürokratik bir çalışma düzeni endüstri toplumunda fabrika merkezli olarak öne çıkar. Endüstri sonrası toplumda yoğun teknoloji kullanan küçük ve orta ölçekli örgütlerin hâkimiyetini görürüz. Küresel rekabetin olduğu bir dünyada faaliyet gösteren örgütlerin çalışma tarzı tamamen değişir. İnsan unsuru önem kazanır. Bilgi işçisi öne çıkar. Çalışanın yönetime katıldığı, yaratıcılığına fırsat verildiği, inisiyatif kullanabildiği, yatay bir yapılanma öne çıkar. Her türlü esnek çalışma modelleri yaygınlık kazanır. Bu yapılanma da öncekinden farklı bir çalışma kültürü ortaya çıkarır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder