2 Şubat 2013 Cumartesi

Çalışma sosyolojisi 7. ünite özeti

Çalışma kültürünün dönüşümü
Tarım toplumundaki çalışma kültürünü anlatmak
Tarım toplumu, toprağa dayalı üretimin yapıldığı, üretimin ağırlıklı olarak aile ile birlikte gerçekleş­tirildiği, üretimde basit araç gereçlerin kullanıldığı toplumlardır. Tarımsal alanda üretimin belirli dö­nemlere bağlı olarak gerçekleştirilmesi, aşırı ka­zanç hırsının meşru görülmemesi, bunun yanında toplumsal koşullar nedeniyle üretimin sınırlı yapı­labilmesi çalışmanın toplumda merkezî önem ka­zanmamasına neden olmuştur. Tarım toplumla- rında zanaatkârlığında az sayıda insanla küçük iş­letmelerde gerçekleştirilmesi, kişisel ilişkilerin be­lirleyici olması, kanaatkârlığın öne çıkması bu ke­simlerde de çalışmanın kendi başına bir anlam ka­zanmasını engellemiştir. Tarım toplumlarında ça­lışma disiplini oluşmamış, çalışma, geçimi sağla­manın bir aracısı olarak öne çıkmıştır.
Endüstri toplumundaki çalışma kültürünü açıklamak

Endüstri toplumu dev fabrikaların hayatın her alanında köklü dönüşümler yarattığı toplumlar- dır. 18. yüzyılın ikinci yarısında oluşmaya başla­yan ve 19. yüzyılda özellikle Avrupa’da ağırlık kazanan endüstri toplumu çalışma ilişkilerini ve kültürünü tamamen değiştirir. Endüstrileşmeyle birlikte sermaye birikimini oluşturmak için ka­zanç hırsını meşru gören, kendi çıkarını düşü­nen, rasyonel bir işadamı tipi ortaya çıkar. Fabri­ka düzeni disiplinli çalışacak bir iş gücüne ihti­yaç duyar. İşi hayatının merkezine alan, çalışma disiplini ve zaman bilinci olan, itaatkâr, sorgula­madan yönetim politikalarına uyan yeni bir çalı­şan tipi ortaya çıkar. Çok büyük bir bölümü va­sıfsız çalışanlardan oluşan bu kitle endüstrileşme sürecinde bilinçlenecek ve sendikalar etrafında örgütlenecektir. Endüstri toplumu, çalışmanın toplumsal hayatta merkezi bir önem kazandığı, çalışma disiplinine yönelik bir kültürün oluştuğu toplumdur.

Endüstri sonrası toplumlardaki çalışma kültürünü özetlemek

1970’li yılların ikinci yarısından endüstri toplumu krize girmiş ve çalışma hayatında önemli deği­şimler ortaya çıkmıştır. Endüstri toplumunda fab­rikaların karşısında küçük ve orta ölçekli işlet­meler rekabette öne çıkmış, değişim hız kazan­mıştır. Özellikle teknolojide yaşanan değişmeler ve iş hayatında yeni teknolojilerin kullanımı, ça­lışanın niteliklerinde de önemli değişimler ya­şanmasına sebep olmuştur. Bilgi işçisi olarak ad­landırılan, çalıştığı işte uzman, iyi eğitim görmüş, yaratıcı bir çalışan tipi öne çıkmıştır. Endüstri sonrası toplumda çalışma sürelerinin kısalması, boş zamanın kullanımını öne çıkarmıştır. Bunun yanında yeni toplumda tüketim olgusu da öne çıkmış, daha bireyci kişilik yapısı oluşmuştur. Ça­lışma kadar yaşam kalitesi kavramı da öne çık­mış, kişiler çalışma zamanları dışında boş zaman, eğlence, kişisel zevkleri tatmin etmeye de zaman ve para ayırmışlardır. Yeni toplumda iş sürecin­de çalışma disiplini devam ederken, çalışma sü­reçleri dışında daha hedonist bir zihniyet öne çıkmaktadır.
Çalışma kültüründeki değişimin arkasında yatan sebepleri saptamak

Çalışma kültüründe yaşanan değişimlerin arka­sında teknolojik alanda yaşanan gelişmelerin bü­yük etkisi vardır. Tarımsal bir yapıdan endüstri­leşmeye geçişte demir çelik alanında yaşanan ge­lişmelerin ve makine teknolojisinin gelişmesinin önemli rolü bulunmaktadır. Endüstri sonrası top­lumda ise bilgisayar, elektronik ve enformasyon teknolojilerinde yaşanan gelişmeler yeni bir top­lumsal yapının ortaya çıkmasında önemli rol oy­namış ve çalışma hayatında köklü değişimler ya­ratarak çalışma kültürünün değişmesini de bera­berinde getirmiştir. Özellikle endüstri sonrası top­lumda çalışma kültürünün şekillenmesinde 1980’li yıllarda tamamen öne çıkan yeni liberal paradigmaların da önemli etkisi vardır. Bu para­digmalar ekonomide ve değerler sisteminde önemli değişimler yaratarak, çalışma kültürünün şekillenmesinde rol oynamıştır

Endüstri sonrası toplumda yeni bir kişilik yapısı oluşturan etkenleri tartışmak

Endüstri sonrası toplumda kendini düşünen, ego­ist, toplumsal ve iş yeri bağlılığı zayıf, anı yaşa­yan, tüketici bir kişilik yapısı ortaya çıkar. Bu ki­şilik yapısının ortaya çıkmasında çok sayıda bir­birini besleyen etken bulunmaktadır. Bu etken­lerden bazıları olarak yazılı, görsel ve İnternet medyasının tüketici bir kişilik yapısını beslemesi, eğitimin daha ben merkezci ve farklılıkları öne çıkaran bireyler yetiştirmesi, liberal politikaların bireysel başarıyı öne çıkarması, tüketim toplu­munun ortaya çıkmasını, toplumsal bağların za­yıflamasını sayabiliriz.

Örgütlerin, çalışma kültürünün şekillenmesin­deki etkilerini değerlendirmek.

Çalışma kültürünün şekillenmesinde örgütlerin önemli rolü vardır. Endüstri toplumunda farklı bir çalışma kültürünün oluşmasında ve çalışma­nın merkezi önem kazanmasında fabrikaların bü­yük rolü bulunmaktaydı. Fabrikanın ihtiyaç duy­duğu bir çalışma yapılanması endüstri toplumun­da öne çıkar. Daha yönetim merkezli, disiplin, gözetim ve denetimin öne çıktığı, işçinin maki­nenin uzantısı olarak görüldüğü, bürokratik bir çalışma düzeni endüstri toplumunda fabrika mer­kezli olarak öne çıkar. Endüstri sonrası toplum­da yoğun teknoloji kullanan küçük ve orta öl­çekli örgütlerin hâkimiyetini görürüz. Küresel re­kabetin olduğu bir dünyada faaliyet gösteren ör­gütlerin çalışma tarzı tamamen değişir. İnsan un­suru önem kazanır. Bilgi işçisi öne çıkar. Çalışa­nın yönetime katıldığı, yaratıcılığına fırsat verildi­ği, inisiyatif kullanabildiği, yatay bir yapılanma öne çıkar. Her türlü esnek çalışma modelleri yay­gınlık kazanır. Bu yapılanma da öncekinden fark­lı bir çalışma kültürü ortaya çıkarır


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder