Türkiye’de 1946-1960 döneminde, çalışma ilişkile- 1 rinin iktisadi temellerini açıklamak.
2. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye her açıdan ciddi dönüşümler yaşarken, içsel ve dışsal dinamiklerin etkisiyle iktisat politikalarında da önemli değişimler ortaya çıktı. Devletçi ve dışa kapalı iktisat politikaları, yerini özel kesime öncelik veren ve dış iktisadi ilişkilere açık politikalara bıraktı. Dönem içerisinde, belirli yıllar hariç tutulursa, GSMH’da düzenli artışlar sağlanırken, istihdamın sektörel ya- ^4] pısı da sanayi kesimi lehine değişime uğradı. Sağlanan iktisadi büyüme, popülist bölüşüm politikalarının izlenmesine olanak yarattı ve diğer toplum kesimleriyle birlikte işçiler de bundan faydalandı.
Bu olanaklar, bireysel iş ilişkileri alanında yapılan düzenlemeleri de kolaylaştırdı.
Türkiye’de 1946-1960 döneminde, çalışma ilişkilerini kuşatan siyasal koşulları tartışmak.
Türkiye, 1946 yılında içsel ve dışsal dinamiklerin etkisi altında çok partili siyasal yaşama geçti. Her ne kadar, bu geçiş batılı anlamda çoğulcu bir demokrasinin oluşumuna yol açmamış, çoğunlukçu ve iki partili bir sistem ortaya çıkmışsa da, çok partili hayatın dinamiği ve iki parti arasındaki rekabet çalışma ilişkileri alanında da önemli değişimlere yol açtı. Sınıf esasına veya adına dayanan cemiyet kurma yasağının kaldırılması ve Sendikalar Kanunu ile sendika hakkı rejimine geçilmiş olması, toplu iş ilişkileri alanında sağlanan gelişmelerin en önemli adımları olmakla birlikte; yasanın içeriğine ilişkin sınırlamalar ile uygulamadan kaynaklanan sorunlar da, çok partili yaşamımızın eksikliklerini yansıtmaktaydı. Gerek CHP, gerekse DP dönemlerinde toplu iş ilişkileri alanına yönelik otoriter eğilimler devam etmişse de, bireysel iş ilişkileri alanında önemli adımlar atıldı. Kelimenin bu anlamında, toplu ve bireysel alanlardaki uygulamaların, Türk demokrasisinin artılarını ve eksilerini yansıttığı söylenebilir.
Türkiye’de 1946-1960 döneminde, üretlilerin nicel İM ve nitel varlığında meydana gelen gelişmeleri anlatmak.
Belirli yıllar dışında sağlanan düzenli iktisadi büyüme ve sanayi kesiminin payındaki artış, ücretlilerin toplam nüfus ve işgücü içerisindeki payını artırdı.
Bunun yanı sıra, İK’nun koruma alanı kapsamına giren ücretlilerin sayısı da düzenli biçimde arttı. Diğer taraftan, izlenen özel kesim yanlısı iktisat politikalarına rağmen, kamu kesiminde memur ve işçi istihdamı da artış gösterdi. Ücretlilerin niceliği artarken, sürekli ve nitelikli bir sanayi işçiliğinin oluşumu doğrultusunda da tedrici adımlar atıldı ve bir önceki döneme göre mesafeler katedildi.
Türkiye’de 1946-1960 döneminde, ücretli kesimin çalışma ve yaşama koşullarım açıklamak.
2. Dünya Savaşı sonrası yaşanan iktisadi büyümeyle birlikte reel ücretler sürekli artış eğilimi gösterdi. 1950-60 döneminde ücretlerin satın alma gücü 1/3 oranında arttı. Buna karşılık, kamu kesiminde işçi olarak çalışanların reel ücretlerinde artışlar olurken, memurların maaşlarında düşme yaşandı. Bu şüphesiz, memur maaşlarının konjonktürü izleyeme- mesi yanında, DP’nin bürokrasiye karşı tavrıyla da bağlantılı bir sonuçtu. Kurumsal açıdan bakıldığında ise, iş ihtilafları ücret düzeyleri üzerinde geçmiş döneme göre daha etkili oldu. Çalışma süreleri, çalışma yaşı ve işçi sağlığı-iş güvenliği gibi diğer çalışma koşulları açısından bakıldığında ise, mevzuatın koruyucu hükümlerine aykırı durumlar sıklıkla yaşandı. Ücretli çalışanların refahına ilişkin önemli bir gelişme de sosyal güvenlik alanında yaşandı, İSK’nun kurulması ve değişik sigorta kollarının hayata geçirilmesiyle işçilerin sosyal güvenliği konusunda önemli adımlar atılırken, memurların sosyal güvenliği konusunda da Emekli Sandığı’mn kurulması ile bütüncül bir uygulamaya ulaşıldı.
Türkiye’de 1946-1960 döneminde, çalışma ilişkilerinin hukuksal çerçevesini değerlendirmek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder