Çocuk ve genç işçilerin çalışma yaşamında korunmasıyla ilgili düzenlemeleri açıklamak. îş Hukuku mevzuatımızda, çalışma yaşına başlama, küçüklerin çalışma saatleri, dinlenme süreleri gibi alanlarda istismarlarınnı önlenmesi ve sağlıklarının korunması açısından gerekli yasal tedbirler mevcuttur. Çocuk ve genç işçilere yönelik mevzuattaki düzenlemeleri, çalıştırma yasakları, rapor alma zorunluluğu ve dinlenme sürelerinde koruma başlıkları altında incelemek mümkündür. Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkeklerin çalıştırılmaları yasaktır (ÎK m.72). Yine, sanayiye ait işlerde gece döneminde onsekiz yaşını doldurmamış erkek işçilerin çalıştırılmaları da yasaktır (ÎK m.73, f.1). Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 176. maddesine göre de, onsekiz yaşından küçük çocukların bar, kabare, dans salonları, kahve gazino ve hamamlarda çalıştırılmaları yasaktır.
Türk Hukukunda kural olarak onbeş yaşını doldurmamış küçüklerin çalıştırılmaları yasaktır. Bununla birlikte ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış çocukların, birtakım şartlarla bazı hafif işlerde çalıştırılabilmeleri de mümkündür. İş Kanunu’nun 71. maddesinin 1 ve 2. Fıkrasına göre, “Onbeşyaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.
Çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır. Çocuğun gördüğü iş onun okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına engel olamaz, onun derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar veremez”. Belirtelim ki çalışma yaşı açısından getirilen sı- narlama ayrıca çalışma süreleri bakımından da uygulanır. Bir başka ifadeyle, temel eğitimini tamamlamış ve okula gitmeyen çocukların çalışma süreleri günde yedi ve haftada otuzbeş saatten fazla olamaz. Ancak onbeş yaşını tamamlamış
çocuklar için bu süre günde 8 ve haftada kırk saate kadar artırılabilir. Okula devam eden çocukların eğitim dönemindeki çalışma süreleri, eğitim saatleri dışında olmak üzere, günde iki saat ve haftada on saat olabilir (İKm.71, f.4, 5). Onbeş ve onaltı yaş arasındaki çocuk işçilerin her hal ve şartta çalıştırılacakları işlerdeki çalışma koşullarının sağlıkları bakımından uygun olması gerekir. Bununla birlikte çocuk işçilerin ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaları yasaktır.
Onaltı ile onsekiz yaş arasındaki genç işçiler ise bir kısım ağır ve tehlikeli işte çalıştırılabilirler. Gerçekten, İş Kanunu’nun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Onaltı yaşını doldurmamış genç işçiler ve çocuklar ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamaz’. Hangi işlerin ağır ve tehlikeli işlerden sayılacağı, kadınlarla onaltı yaşını doldurmuş fakat onsekiz yaşını bitirmemiş genç işçilerin hangi çeşit ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılabilecekleri Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği’nde düzenleme altına alınmıştır.
Ondört yaşından büyük onsekiz yaşına kadar (dâhil) çocuk-genç işçilerin işe girişlerinden önce işe uygun olduklarının sağlık raporu ile belgelendirilmesi gerekir. Yine, bunlar için onsekiz yaşını dolduruncaya kadar sağlık raporu altı ayda bir alınmaya devam eder (İK m.87).
Bunun yanı sıra, ağır ve tehlikeli bir işte çalıştırılabilecek genç işçiler için de, işe girmeden önce bu işe elverişli olduklarını gösteren rapor alınması gereklidir. Ayrıca işe uygunluk açısından rapor uygulaması, onaltı-onsekiz yaş arasındakiler için altı ayda bir tekrarlanmalıdır (İK m.86). Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, dinlenme süreleri açısından da birtakım özel hükümler getirmiştir. Gerçekten, çocuk ve genç işçiler için, ara dinlenme süresi, iki saatten fazla dört saatten az süren işlerde otuz dakika, dört saatten yedi buçuk saate kadar olan işlerde çalışma süresinin ortasında bir saat olmak üzere verilmek zorundadır (Yönetmelik m.6, f.4).
Yine, çocuk ve genç işçilerin hafta tatili izinleri kesintisiz kırk saatten az olamaz. Hafta tatili ücreti bir iş karşılığı olmaksızın ödenir (Yönetmelik m.8).
Kadın işçiler açısından getirilen koruyucu düzenlemeleri tartışmak.
Çalışma yaşamı içerisinde kadın işçilerin korunması gerekmektedir. Kadınlar açısından getirilen düzenlemelerin amacı ise, cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması ve cinsiyet nedeniyle ortaya çıkabilecek bazı özel durumların (hamilelik gibi) doğurabileceği olumsuzları gidermeye yöneliktir. Bu maksatla birtakım uluslararası sözleşmeler yürürlüğe konmuş, ülkeler de birtakım kanuni düzenlemeler yapmışlardır. Kadın istihdamında öncelikli olarak kadının istihdama girişinin sağlanması yanında, çalışan kadın işçilerin iş ilişkisi devam ederken ve iş ilişkisinin sona ermesi durumunda da korunmaları icap eder. Bu arada kadın işçilere yönelik gebelik öncesi ve sonrasını ilgilendiren ilave tedbirlerin de alınması icap eder.
Mevzuat içerisinde gerek îş Kanunu, gerek Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve gerekse de Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda bir takım düzenlemeler bulunmaktadır. îş Hukukunda kadın işçileri koruyucu düzenlemeler elbette mevcuttur. Bunlardan bir kısmı, eşit değerde işe eşit ücret, ayrımcılık yasağı gibi, çalışma yaşamında erkek işçilerden farklı bir muameleye tabi tutulmalarını önlemekte, bir başka ifadeyle, kadınların erkek işçilerle eşit muamele görmelerini sağlamaktadır. Diğer bir kısmı da, kadın işçilerin özellikleri nedeniyle kadın olmalarından kaynaklanan analık görevleri, meslek hayatları yanında ev hanımlığını da üstlenmeleri nedeniyle korunmalarını hedeflemektedir.
Özürlü ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğünü ve bu yükümlülüklere aykırılığın sonuçlarını değerlendirmek.
İşverenler elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları, özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerinde ise yüzde dört özürlü ile yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler (ÎK m.30, f.1).
Özürlü ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğüne aykırılık halinde îş Kanunu idari para cezası verilmesini öngörmektedir. Gerçekten îş Ka- nunu’nun 101. maddesine göre, özürlü ve eski hükümlü çalıştırmayan işveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her bir özürlü ve eski hü kümlü ve çalıştırmadığı her ay için 2012 yılı süresince 1.842 Türk Lirası idari para cezası verilir. Kamu kuruluşları da bu para cezasından hiçbir şekilde muaf tutulamaz.
Özürlü ve eski hükümlü çalıştırmayı teşvik düzenlemelerini listelemek.
Özürlü çalıştırılmasının teşviki açısından diğer bazı Batı ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de teşvik sistemi uygulanmaktadır. Gerçekten îş Kanunu, özürlü istihdam eden işverenler için 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince ödenmesi gereken primlerde indirim uygulanmasını öngörmektedir.
Teşvikten özel sektör işverenleri yararlanmaktadır. Bunun için îş Kanunu kapsamında çalıştırılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa tabi veya korumalı işyerlerinde çalıştırılan özürlü sigortalı olmak gerekir. Söz konusu teşvike göre,
• Özürlü çalıştırma yükümlülüğü kapsamında özürlü çalıştıran veya korumalı işyerlerinde çalışan özürlülerin prime esas kazanç altı sınırı (asgari ücret) üzerinden hesaplanan sigorta priminin işveren hissesisinin tamamı,
• Kontenjan fazlası özürlü çalıştıran veya
Yükümlü olmadıkları hâlde özürlü çalıştıran işverenlerin, bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için prime esas kazanç alt sınırı (asgari ücret) üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin %50’si Hazinece karşılanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder