Çalışma süresi ve çalışma süresinden sayılan halleri tartışmak.
İş Hukuku’nun özelliğinden ötürü işçinin işyerinde geçireceği süre sınırlanmıştır. Gerçekten bir işçi kural olarak günde en çok 45 saat çalıştırılabilir. İşçinin bu sürede mutlaka fiilen çalışması da aranmaz. Bazı durumlarda işçi iş görmese ya da asıl işini yapmasa da işte geçirdiği süreler iş süresinden sayılır. Ayrıca işçinin günlük onbir saatlik azami çalışma süresine de uyması gereklidir.
Yer veya su altına iniş ve çıkışlarda geçen süreler, işçinin başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmesi durumunda yolda geçen süreler, işçinin işe hazır beklediği süreler, işçinin işverenin buyruğu altında asıl işini yapmaksızın geçirdiği süreler, emzirme izni sırasında geçen süreler, araçta geçen süreler, çalışılmış gibi kabul edilir.
Normal çalışma süresinin aşılmasının anlamını ve uygulamasını yorumlamak.
İşçinin Kanun’da belirlenmiş çalışma süresinin üzerinde çalıştırılmaması esastır. Ancak bazı nedenlerle normal iş süresinin aşılması gerekebilir. Örneğin sipariş artışı, işyerindeki arızanın giderilmesi gibi. İşte bu gibi durumlarda normal çalışma süresinin üzerinde bir çalışma yaptırılabilir. İşçinin haftalık çalışma süresi veya günlük azami çalışma süresini geçen çalışmaları fazla çalışma olarak addedilir. Fazla çalışma, üretimin artırılması, üretim faaliyetlerindeki aksamaların önlenmesi, işletme ve toplumun bazı acil ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, normal iş süreleri üzerinde yapılan çalışmalar olarak tanımlanabilir. İş Ka- nunu’na göre ise, fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır (İK m.41, f.1).
Belirtmek gerekir ki günlük azami çalışma süresi onbir saat olduğu için, haftalık kırkbeş saat dolmasa bile, günlük onbir saati aşan çalışmalar da fazla çalışma olarak kabul edilmelidir.
Fazla sürelerle çalışma ise, iş veya toplu iş sözleşmeleri ile işyerinde geçerli olan çalışma süresinin, kırkbeş saatin altında kararlaştırılması halinde, işçinin kararlaştırılan süre ile yasal azami çalışma süresi olan kırkbeş saat arasında yapılmış olan çalışmalara denir. Bunun fazla çalışmadan farkı, yapılan çalışma nedeniyle ödenecek ücretin (ya da serbest zamanın) yarı yarıya az olmasıdır. Ancak taraflar sözleşme ile bunu da fazla çalışmaya eşitleyebilirler.
Fazla çalışma hâlinde ücretin daha yüksek olması gereklidir. Hazırlama tamamlama ve temizleme işleri de bazı açılardan fazla çalışma ile benzerlik göstermektedir.
Gece çalışması, hazırlama, tamamlama ve te mizleme işlerinde çalışma, telafi çalışması ve kısa hangi anlamını tartışmak.
Gece çalışması, saat 20.00-06.00 arasına rastlayan dönemde yapılan ve en fazla onbir saat süren çalışmadır. İşçilerin gece çalışmaları yedibu- çuk saati geçemez.
İşyerinde asıl işin yapılması için birtakım hazırlık, temizlik ve tamamlama işine ihtiyaç duyulabilir. Yine sağlık ve güvenlik yönünden de bir takım işlerin yapılması gerekebilir. Örneğin, işyerindeki araç ve gerecin günlük bakım ve temizliği, ocakların ve fırının yakılması, ısıtılması ve soğutulması, ameliyathanenin hazırlanması böyle işlerdendir. İşte, böyle işyerinde söz konusu işin yapılması için çalışma saatlerinden önce veya sonra yapılması gerekli olan işlere, hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri denir (İK m.70). Bu işler ve çalışma koşullarını düzenleyen Hazırlama, Tamamlama ve Temizleme İşleri Yönetmeliği de yürürlüğe konmuştur. Belirtelim ki, söz konusu Yönetmeliğin uygulanabilmesi için, işyerinde çalışan işçilerin Yönetmelik kapsamında yer alan işleri yapması gerekir. Bununla birlikte zaten hazırlama, tamamlama ve temizleme işlerinde çalıştırılmak üzere işçi çalıştırılıyorsa, bunlar zaten İş Kanunu’nun ilgili hükümlerine tabidir. Bir başka ifadeyle Yönetmelik, ancak bu işlerin işyerindeki asıl işte çalışan işçilerce yapılması durumunda uygulanır (HTTİY m.2, f.2). Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzeri nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hâllerinde işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için
telafi çalışması yaptırabilir (ÎK m.64). Özellikle telafi çalışmasına başvurmakla iki tatil günü arasına rastlayan bir çalışma döneminin de tatil edilmesi, daha sonra çalışılmayan bu sürenin telafi edilmesi söz konusudur. Belirtelim ki, telafi çalışmaları, fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma da sayılmaz.
Telafi çalışmaları günlük en çok çalışma süresini (onbir saati) aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz.
İşverenlerin özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işçilerini ücretsiz izne çıkarmaları veya iş ilişkisinin sona erdirilmesi durumlarında mağduriyetlerinin önlenmesi maksadıyla, işçilerin belirli bir süre kısa çalışma ödeneği alabilmelerine imkân tanınmıştır. Böylece, genel ekonomik kriz, sektörel veya bölgesel kriz ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılmasını veya süreklilik koşulu aranmaksızın en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması halinde yapılan çalışma kısa çalışmadır. Kısa çalışma gerektiren hâlde işveren, durumu derhâl gerekçeleri ile birlikte Türkiye İş Ku- rumuna, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı sendikaya bir yazı ile bildirir. Bu arada kısa çalışmanın gerekliliğinin tesbiti, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılır (İşsizlik Sig. K Ek. m.2). Bu konuda Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Yönetmelik yürürlüğe konmuştur.
Dinlenme sürelerinin özelliğini, ara dinlenmesi, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatiller ile yıllık ücretli izin uygulamasının özelliklerini değerlendirmek.
Dinlenme hakkı anayasal bir hak olarak öngörülmüştür. İşçiler için çalışma zamanının ortasında verilmesi gereken ara dinlenmeleri iş süresinden sayılmaz. Bunun yanısıra, haftada altı gün çalışan işçi için bir günlük hafta tatili izni söz konusudur. Yine, Kanun’da belirtilen ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de işçilerin dinlen- dirilmeleri esastır. Ayrıca işyerinde bir yıllık kıdemi bulunan bir işçi için ücretli yıllık izin hakkı da bulunmaktadır. Bu haktan vazgeçmek mümkün olmadığı gibi, işçinin iş ilişkisi devam ederken izni kullanmak yerine karşılığında ücretini alması uygulaması da hukuka aykırıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder